17 Kasım 2013 Pazar

Gemiler Koyu, FETHİYE...

Sevgili şirketim iznimin ilk kısmını sen haziranda izin yaptın deyip sağolsun ikinci yarısını kasım ayında verdi.Ben de hala sonbaharda olduğumuzu hatta kışın geldiğini kabullenmeyip son kez denize girmek ümidiyle yine güneye inmeye karar verdim.İstikamet önce Kabak Koyu,Kayaköy,Bozburun ve Datça olacaktı, hemen hemen plana uyduk ama uymadığımız zamanlarda da çok güzel süprizlerle karşılaştık açıkçası... Sabah 6da teker döndü ve bir kaç günlüğüne memlekete gittim.Oradan istikamet Fethiye oldu.Fethiye'nin merkezini genel olarak kalabalıklığından, cosmopolitliğinden ,küçük bir İstanbul gibi gelmesinden midir nedir sevemiyorum bi türlü.Her geçen gün daha da kötüye gidiyor açıkçası neyse efendim oraya uğramadan dosdoğru Hisarönüne oradan da Gemiler Koyuna gidiyoruz.Yolda hafif çiseleyen yağmur gittikçe şiddetini arttırdı ve sağolsun yanına rüzgarı da alarak ben denize girmeyeyim diye sağlam bir fırtına patlattı. Ama yine de koya giderken manzaranın harikalığı bana kendimi mükemmel hissettirdi. Zamanında Bizanslılar için çok önemli olan bu koy şimdilerde sit alanı sayılıyor ama yine de Türk halkım bi kaç tane kaçak bungolov inşaa etmeyi başarmış. Giriş ücreti 3 lira ,koyun denize girilen kısmından sonra harika bir çam ormanı komşuluk ediyor,bir kaç tane tahta piknik masasıyla da bizler de bu deniz ve orman bütünlüğüne dahil olabiliyoruz.Ben denize giremedim ama yine geleceğim yerlerden biri olduğu için o zamana sakladım hevesimi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder